Tüp Bebek Nedir?

Tüp Bebek Nedir?

Aylar ve hatta yıllarca kısırlık ile yaşayan çiftler çocuk sahibi olma hayallerini daha fazla ertelemek istemezler ise In Vitro fertilizasyon yani tüp bebek tedavisine karar verebilirler. Tüp bebek tedavisi sıklıkla daha basit tedaviler sonunda başarısızlığa uğranmışsa başvurulan bir yöntemdir. 

Nereden başlamalı?

Doktora ilk başvurduğunuzda, doktorunuz detaylı bir özgeçmişinizi alacak, hormonal profilinizi çıkaracak, semen analizi yapacaktır. Ayrıca fallop tüpleri ve rahim de muayene edilecek ve bütün bunların sonuçlarına göre size özel bir tedavi rejimi belirlenecektir. Takip eden ziyaretlerinizde de bu tedavi rejimi uygulanacaktır.

Tüp bebek nasıl yapılır?

Tüp bebek yöntemi adet döngüsü boyunca gebelik oluşma şansını arttıran bir yöntemdir. Doğum sırasında bir kadının tüm hayatı boyunca kullanacağı yumurta hücreleri oluşmuştur. İlk adet döngüsünden başlamak üzere yumurtalıklar 400 tane aday gelişmemiş yumurta gücresinden birini seçerek erişkinliğe ulaştırır ve bu yumurta yumurtlama ile fallop tüplerine salınır. Eğer yumurta döllenirse, bu süreç bir bebek ile sonuçlanabilir. Kalan aday gelişmemiş yumurta hücreleri ise yok olur. 

Seçilen yumurta hücresinin belirlenmesi hipofiz bezinden salgılanan FSH denilen hormon (folikülü stimüle eden hormon) uyarısı ile gerçekleşir. Primer follikülün gelişmesi için sinyali veren etkendir. Kandaki FSH seviyesi yalnızca tek bir folikülü geliştirebilecek kadar olduğundan bir folikül seçilir ve gelişir, diğer foliküller ise gerilerler. Eğer vücuda dışarıdan FSH takviyesi yapılırsa kalan 400 gelişmemiş yumurta hücresinden birkaç tanesi daha gelişme imkanı bulabilir. Bu durumlarda daha iyi yumurta hücreleri yıkımdan kurtarılarak döllenebilir bir yumurta hücresi olarak yetiştirilmek üzere alınır.

Şansımı hangi protokol optimize edecek?

Tüp bebek yönteminde üreme sisteminizi uyararak üretkenliğinizi arttıracak, yumurtalıklarınızın daha çok yumurta üretmesini sağlayacak 3 ana tedavi yöntemi mevcuttur.

İronik olarak bu yöntemlerin çoğu doğum kontrol hapları ile başlar. Doğum kontrol hapları hormonal profilinizi stabilize etmeye, düşük riskinizi azaltmaya yarar. Ayrıca yumurtalıkları uyarmadan önce, doğru zamanın planlanması konusunda da yardımcı olur. Bu değişik uyarma metotları hastanın ihtiyaçlarına göre düzenlenebilir ve herhangi bir sıra ile uygulanabilir.

Leuprolide asetat en sık kullanılan ilaçlardan biridir. Halen doğum kontrol haplarını kullanırken çok küçük bir iğne ile cilt altına ufak dozlarda leuprolide enjekte etmeye başlayacaksınız. Hapları kullanmayı bıraktıktan sonra da 5 ila 10 gün daha leuprolide kullanmaya devam edeceksiniz. Leuprolide sayesinde beyin gelişmekte olan foliküller nedeniyle artan östrojen seviyelerine yanıt vermeyecek ve yumurta hücrelerinin son gelişimlerini ne zaman tamamlayacağı ve yumurtlamanın ne zaman gerçekleşeceği konusunda zamanlamayı bizim belirlememize olanak sağlayacak. Kısa bir adet döngünüz olabilir veya olmayabilir ancak adet olmanız uyarıcı ilaçları ne zaman alacağınız zamanı değiştirmez. Leuprolide kullanmaya devam ederken uyarıcı tedaviye başlanacak ve 8-12 gün boyunca sürdürülecek. Tüm sikluslarınız için kullanılan uyarıcı hormon FSH’tır ancak vücudunuzun normalde ürettiğinden daha yüksek bir konsantrasyonda kullanılır. Sıklıkla başka bir uyarıcı ilaç daha bunlara eklenebilir.

Mikroflare adı verilen ikinci tip bir döngü sırasında da küçük dozlarda günde iki kez leuprolide ve uyarıcı ilaçlar verilmektedir. Üçüncü döngü tipi ise antagonist tiptir. Mikroflare ve antagonist döngüler sıklıkla öncesinde bir doğum kontrol hapı tedavisi gerektirirler. İlerlemeye hazır olduğunuzda doğum kontrol hapını ne zaman bırakacağınız ve tekrar ultrason ve kan testleri için merkeze ne zaman başvuracağınız doktorunuz tarafından size bildirilir. Benze bir şekilde bu randevunuz sırasıdna da adetli olabilirsiniz. Daha sonra uyarıcı ilaç verme protokolüne başlanır ki bu periyot da 8 ila 12 gün sürer.

Sonunda siklus başlıyor, peki şimdi ne olacak?

Bir tanı aldıktan sonra ve tedavi protokolünüzün belirlenmesinin artından, sizin ve eşinizin onam formlarını imzalaması gerekiyor. Bu formlar ilaç tedavisine başlamadan önce kesinlikle imzalanmalıdır. Daha sonra tedavinizin ne zaman başlanacağına dair size bir randevu verilecektir. 

Aktif tedavi döngüsünde iken, dikkatli ultrason gözlemleri ve kan testleri için birkaç kere tüp bebek merkezine gitmeniz gerekecek. Yumurta hücresinin gelişkinliğini belirlemek için ultrason ve kan testlerinden yararlanılır. Durumunuza göre tedavinizde ayarlamalar yapılabilir. Tedavi sırasında her gün o gün ve sonraki gün yapmanız gerekenler hakkında telefon veya email ile direktifler alacaksınız. 

Yumurta hücrelerinin artık olgunlaştığına karar verildikten sonra yumurlamayı tetikleyecek olan enjeksiyon için merkeze çağırılacaksınız. Bu enjeksiyon genellikle kas içerisine yapılır ve zamanlaması çok önemlidir. Doktorunuz ve tip bebek ekibiniz bu zamanlamayı olabilecek en iyi şekilde ayarlayacaktır. 

Bu tetikleyici enjeksiyondan ortalama 36 saat sonra tekrar merkezde randevunuz olacak. Bu randevuda yumurtalıklarınızın içinden yumurtalarınız alınacak. Bu süreç kaç yumurta elde edildiğini öğrenmek isteyen hastalar için hem heyecanlı hem de gergin olabilir. Bu işlem için size yatıştırıcı ilaçlar verilecek ve ultrason eşliğinde 10 dakikalık bir işlem ile yumurtalarınız aspire edilecek. Daha sonra yatıştırıcı ilacın etkisi geçinceye kadar gözlem altında tutulacaksınız. Çoğu hasta işlemden 2 saat sonra taburcu edilmektedir. Taburculuğunuzda, size rahminizi embriyolara hazırlamak için hangi ilaçları kullanacağınız ile ilgili bilgiler doktorunuz tarafından verilecek. 

Tüp bebek laboratuvarı

İşlem sonrasında bir dakika içinde yumurtalar mikroskop altında incelenecekleri laboratuvara götürülürler. Aynı gün sperm ve yumurta birleştirilir. Potansiyel embriyolar ertesi gün incelenir ve döllenme parametrelerine bakılır. Yumurta ve embriyoların akıbetine dair bilgi vermek ve embriyo transferi için tarih belirlemek için tüp bebek merkezi size ulaşır. Vitamin ve hormon ilaçlarınızı bu sırada kullanmaya devam edersiniz. 

Embriyo transfer günü

Embriyonun transfer edilmesi planlanan gün, tekrar tüp bebek merkezine gidersiniz ve embriyo yerleştirilmesi için gerekli hazırlıklar tamamlanır. Mesanenin tamamen dolu iken, yine ultrason eşliğinde aday embriyolar rahmin içerisinde gebeliğe en uygun bölgeye yerleştirilir. Sonraki birkaç günde fiziksel aktivitelerinizi biraz kısıtlamanız gerekmektedir. 

Takip eden 2 hafta

Bazı hastalar döngünün son 2 haftasının en zorlayıcı süreç olduğunu belirtiyorlar. Bu süre boyunca embriyonun rahime yerleşme olaslığını arttıracak ilaçları kullanmaya devam edeceksiniz. Ayrıca gebelik testi yapılması için tekrar ne zaman merkeze başvuracağınız da planlanacak. Bu günler çok zor geçiyormuş gibi görünse de bu süreçte emriyoların kaderi üzerine çok fazla bir etkimiz olmuyor. Elinizden geleni yaptınız ve artık yapmak gereken tek şey beklemek.

Gebelik testi için beklemek çok stresli olabiliyor bu nedenle tüp bebek merkeziniz sonuçları mümkün olduğunca erken almanız için en kısa zamanda size randevu verecektir. Hamilelik testi birbirini takip eden kan testlerinde hamilelik hormonunuzun yükselme seviyesine bakılmak sureti ile gerçekleştirilir. Gebelik ultrason ile görülebilecek kadar büyüdüğünde ultrason ile de doğrulanır. Bu aşamadan sonra kullandığınız ilaçlar değişecek ve bir kadın doğum uzmanı tarafından takip edilmeye başlayacaksınız. Gebelik süreciniz normal yollar ile gebe kalan kadınlardan daha farklı olmayacak. 

Gebelik testinin yapıldığı gün her zaman mutluluk ile dolu olmayabilir. Negatif bir sonucun hayal kırıklığı çok kötü olabilir ancak bu geçicidir. Siz yeniden hazır olduğunuzda tüp bebek sürecine tekrar başlamanız mümkündür. Gebelik testinin negatif çıkması gebeliğin oluşamayacağını değil, henüz oluşmadığını gösterir. 


Tüp bebek tedavisi, kadın üreme hücreleri olan yumurtaların ve erkek üreme hücreleri olan spermlerin vücut dışında, laboratuvar ortamında bir araya getirilerek, döllenmenin elde edilmesini sağlayan tedavi sürecini kapsamaktadır. Döllenen yumurtalar bölünmeye başlayıp, embriyo adı verilen ilk gelişim aşamalarını laboratuvar ortamında geçirirken, anne adayının rahmine yerleştirilir. Bu aşamadan sonra elde edilen gebeliğin doğal yollarla oluşan gebeliklerden farkı kalmaz. Doğal gebelikten farkı dölleme işleminin laboratuvar koşullarında gerçekleştirilmesi ve döllenen yumurtaların anne rahmine tekrar geri yerleştirilmesidir.

DÜNYA’DA VE TÜRKİYE’DE TÜP BEBEK TARİHÇESİ
İlk kez İngiltere’de 1978 yılında tüp bebek yöntemiyle Loise Brown isimli bir kız bebek dünyaya gelmiştir. Loise Brown’un doğumundan sonra günümüze kadar yaklaşık 5 milyon tüp bebek doğdu yani 5 milyon aile çocuk sahibi oldu. Tüp bebek, önceleri enfeksiyon veya cerrahi işlem sonucunda tüplerinde kalıcı hasar oluşan kadınlarda uygulanmaya başlanmış, endometrioziste, nedeni belli olmayan kısırlıkta kullanılmış. 1990’lı yılların başlarında mikroenjeksiyon yönteminin geliştirilmesi ile özellikle erkeğe bağlı kısırlıkta tüp bebek yöntemi uygulanarak bir devrim gerçekleştirilmiştir. Sperm örneğinde hiç spermi olmayan erkekler testis dokusundan cerrahi olarak elde edilen çok kısıtlı sayıda spermler ile baba oldular.

Bu gelişmelerden sonra üreme sağlığı konusunda uzunca bir süre yeni bir gelişme olmadı. Maliyetler giderek ucuzlamaya başladı ve teknikler herkesin kolay ulaşabileceği bir hal aldı. İlk önceleri sadece gebe kalmak hedeflendiği için kontrolsüz çoğul gebelikler oluşmaya başladı. İkiz üçüz hatta dördüz ve beşiz gebelikler yazılı ve görsel basında sıkça yer buluyor hatta çoğu zaman bu tür durumlar riskli gebelikler olmasına rağmen halka sempatik gibi gösteriliyordu. Son yıllarda hem tüp bebek teknolojisinde daha da artan gelişmeler; medium(kültür) ortamlarının geliştirilmesi ve blastokist transferi sayısının artırılması, embryolar üzerinde genetik incelemelerle daha kalitelilerin seçilmesi, sperm seçiminde İMSİ tekniğinin bulunması ve embryoların üzerinde yapılan bir takım müdahalerle gebelik oranlarının sürekli artması artık transfer edilen embryo sayısının sorgulanmasını ortaya çıkardı.

Üreme tıbbı ile uğraşan hekimlerin ve ülkelerin kanunlarında yaptıkları değişiklikler ile transfer edilen embryo sayısı kısıtlanarak daha sağlıklı bebeklerin doğması amaçlandı. Bu konuda Sağlık Bakanlığımızın attığı adımlarla ülkemizde de sınırlamalar getirilmiştir.

Tüp bebek başarısında ileri yaş hastaları konusunda çok ilerleme kaydedilemezken özellikle genç yaştaki hastaların her geçen gün gebe kalma şansları hızla artmaktadır. Çiftlerde özellikle erkeklerde de sperm kalitesinin ve doğurganlığının yaşla birlikte azaldığı da son yıllarda bilim çevrelerince yapılan çok önemli bir tesbittir. Bu bilgiler ışığı altında normal yoldan gebe kalamayacağı tesbit edilen çiftlerin tüp bebek yöntemine vakit kaybetmeden başvurmaları var olan şanslarının yok olmasını önleyebilir.

Ülkemizde son yıllarda sağlıkta yapılan kökten reformlar doğrultusunda teknolojik ve referans merkezlerin ülkede daha dengeli dağılmasına neden oldu. Artık aileler daha kolay ve daha az maliyet ile yeni bireylerine kavuşmaya başladılar.

Tüp Bebek Tedavim Ne Kadar Sürecek?
Tüp bebek tedavisinin süresi, hekimin çift için uygun gördüğü protokole göre değişiklik gösterir. Genelde tedavi süreci 15-25 gün arasındadır (ilk ilaçların kullanılmaya başlamasından embriyo transferine kadar geçen süre).
Tedavi Sırasında Hastanede Yatmam Gerekecek mi? 
Hayır. Yalnızca yumurtalar toplandıktan sonra ve embriyo transferi yapıldıktan sonra 3-4 saat hastanede dinlenmeniz yeterli olacaktır.

Yumurtalar Toplanırken Çok Ağrı Duyacak mıyım? 
Hayır. Yumurta toplama işlemi sanılanın aksine çoğu hasta için rahatlıkla yürütülen bir işlemdir. Ayrıca bu işlem sırasında sakinleştirici, ağrı giderici ilaçlar yapılmakta ve bazen de işlem hasta uyutularak gerçekleştirilmektedir.

Transferden Sonra Ne Zaman Yolculuğa Çıkabilirim? 
Eğer eviniz işlemin yapıldığı merkez ile aynı şehirde değilse, transfer gününü merkezin bulunduğu yerde geçirip bir gün sonra evinize seyahat edebilirsiniz.

Embriyo Transferinden Sonra Gebelik Testinin Yapılacağı Zamana Kadar Devamlı Yatmam Gerekiyor mu? 
Hayır. Herhangi bir ağrınız yoksa ve kendinizi iyi hissediyor iseniz zamanınızı yatarak geçirmek zorunda değilsiniz. Transferden bir gün sonra günlük yaşam aktivitelerinize dönebilirsiniz.

Tedavide Kullanılacak İlaçların Bana Zararı Var mı? 
Tedavide kullanılan ilaçların yumurtalık kanseri veya diğer başka kanserlere neden olduğunu gösterir bir bulgu mevcut değildir. Bu ilaçların uzun döneme yayılan kilo alma gibi olumsuz bir etkisi yoktur. Ayrıca, yumurtalıklardaki yumurtaları tüketip kadını erken menopoza sokma gibi bir durum da kesinlikle söz konusu değildir. İlaçlara bağlı tek problem bazen yumurtalıklarının aşırı uyarılmasına bağlı gelişen 'yumurtalıkların aşırı uyarılması sendromu'dur.

Tüp Bebek Tedavisi Sonucu Doğan Bebekler Sağlıklı mıdır? 
Tüp bebek tedavisi ile doğan bebeklerin yapısal anormallikler, doğumsal anormallikler ve genetik anormallikler açısından doğal yolla oluşan bebeklerden önemli bir farklılık göstermediği bilinmektedir. Eğer tüp bebek / mikroenjeksiyon tedavisi sperm sayısının ciddi derecede düşük olması veya menide hiç sperm bulunmaması nedeniyle yapılıyorsa, çiftin genetik danışmanlık almasında fayda vardır. Zira bu duruma sahip erkeklerde bazı genetik problemlere rastlanabilmektedir ve bunların yeni jenerasyonlara aktarılma riski oldukça az da olsa mümkündür.

Tedavide Kullanılan İlaçların Yan Etkileri Var mı
Yumurtalıkları baskılamak için kullanılan ilaçların sıcak basması, başağrıları, vajende kuruluk, ruh halinde değişimler gibi yan etkileri olabilir. Bilmeniz gereken bu yan etkilerin geçici olduğu ve yumurta gelişimini uyaran ilaçların başlaması ile geçeceğidir. Yumurta gelişimini uyaran ilaçların ise enjeksiyon bölgesinde kızarıklık ve ağrı, göğüslerde hassasiyet, yorgunluk, kasıklarda ağrı ve gerginlik gibi yan etkileri olabilir

Tüp Bebek İşleminin Riskleri Nedir?

  1. Yumurtalıkların aşırı uyarılması. Bu durum hafif seyredebileceği gibi ciddi sıkıntı da yaratabilir. Hastayı riske sokabilen ciddi formu, tüm tüp bebek hastalarının % 1-2'sinde gözlenir. Bu durumda karın şişliği, nefes darlığı, bulantı-kusmalar, idrar yapamama ve karın ağrısı mevcuttur.
  2. Belki de en büyük risk çoğul gebeliklerdir. Verilen embriyo sayısının artmasına bağlı olarak ikiz-üçüz-dördüz gebeliklerin görülme riski vardır. Bu durum erken doğum riskini önemli derecede arttırarak, bebeklerin yenidoğan döneminde ve yaşamlarının ilerleyen dönemlerinde çeşitli problemler yaşamalarına neden olabilir.
  3. Son derece nadir de olsa yumurta toplama işlemi sırasında damar yaralanmalarına bağlı batın içi kanama veya işlemin bitmesinin ardından pelvik enfeksiyon izlenebilir.
  4. Tedavi sürecinin herhangi bir aşamasında yolunda gitmeyen bir nedenden ötürü tedavi sonlandırılabilir


Tüp Bebek Gebeliklerinin Düşük İle Sonuçlanma Riski Daha mı fazla?
Hayır. Doğal yolla oluşan gebelikler ne kadar düşük riski taşıyor ise tüp bebek gebeliklerindeki risk de aynıdır