Mikroenjeksiyon Nedir?

Mikroenjeksiyon Nedir?

İlk mikroenjeksiyon gebeliği 1992 de oluştu. İlk yıllarda sağlıklı spermin yumurta içerisine girmesi yerine doğal yol by pass edilerek ince pipet yardımı ile oosit yani yumurta içine enjekte edilmesi işlemine mikroenjeksiyon denir.

Döllenme klasik tüp bebek veya mikroenjeksiyon yöntemi ile olur. Klasik tüp bebekte spermler toplanan yumurtaların yanına bırakılır ve kendiliklerinden yumurtayı döllemeleri beklenir.  Erkeğin tamamen normal olduğu ve kısırlığın kadına bağlı olduğu durumlarda kullanılırdı.  Mikroenjeksiyonda ise yumurtanın içine tek bir sperm mikromanipulator adı verilen özel bir alet yardımı ile zerk edilir. Son zamanlarda bütün dölleme işlemleri mikroenjeksiyon yöntemi ile yapılmaktadır.

Döllenme işlemi yumurtalar toplandıktan yaklaşık 2-4 saat sonra yapılır.  Mikroenjeksiyon ile olan döllenmede öncelikle yumurtaların çevresindeki hücreler (kumulus hücreleri) temizlenir. Daha sonra ise yumurta sabitleyici bir pipet ile tutulur ve çok ince bir iğne ile sperm yumurtanın içine zerk edilir. Merkezimizde sperm morfolojisi çok bozuk ise İMSİ( Intrasitoplazmik morfolojiye göre seçilmiş sperm injeksiyonu ) yöntemi uygulanır Toplanan yumurtaların ortalama %70 civarı olgun ve döllenmeye müsaittir.  Bunların da yaklaşık %70’i döllenecektir. Örneğin 10 yumurtası olan bir kadının ortalama 5 embryosu gelişecektir.  Bu bir ortalama olup sayı bunun altında veya üstünde olabilir.

2005 yılındaki bir çalışmada doğal yolla oluşan gebeliklere göre az miktarda ürogenital anomali oranlarında artış saptandığı bildirilmiştir. Mikroenjeksiyon ve tüp bebek ile doğan bebeklerle ilgili 2010 yılındaki raporlar incelendiğinde doğal yolla gebe kalmış kadınlardan doğan bebeklerden daha fazla anomali oranlarına rastlanmadığı bildirilmektedir.